Bu Blogda Ara

3 Ekim 2015 Cumartesi

Fi Romanında Can Manay Karakteri

Fi romanının önemli karakterlerinden biri, Can Manay'dır... Manay, tanınmış bir psikiyatrist. Öğretim üyesi. Yaygın olarak izlenen bir TV kanalında program yapımcısı…  Psikolojik içerikli programlar yapar. Zengin, kısa boylu, bücür, çirkin bir adamdır. Özel uçak bile almıştır. Yetenekli bir Kazanova'dır. Beğenip de yatağa atamayacağı kadın yoktur.  İstediği kadını elde edemediğinde huzursuz olur. Amacına (Kadınları elde etme amacına) ulaşmak için türlü planlar yapar. Bazı kadınlar kendiliğinden gelir. Kadınları kendisine hayran bırakmıştır.
Lüks içinde yaşamayı sever. Yaşadığı ev hayranlık uyandıracak kadar güzeldir. Ülkenin önemli şarkıcıları, sanatçılarıyla yatmıştır. Sevgiye dayalı bir ilişki arayışı içinde değildir. Ruhsal bütünlüğe değil, tensel güzelliğe önem verir. Kadın gördüğünde (Beğenmişse) aklına gelen ilk şey yatmaktır. (Hemen erkekliği sertleşir) Romanın ilerleyen sayfalarında hep buna benzer olaylara tanık oluruz. Manay için cinsellik hayatın amacı gibidir. Bütün enerjisini bunun için harcar. Eğitimiyle, mesleğiyle bağdaşmayan bir hayat sürer.  Sözde bilim adamıdır.  Psikolojinin en iyi uygulayıcılarındandır. Ancak kendine bir faydası olmaz. Psikolojiyi iş olarak yapmaktadır. Kendini yetiştirmemiş, kişiliğini geliştirmemiştir. Bu bağlamda (Okur açısından) sürekli rol yapan birine benzer. Dışarıya karşı güçlü, kendi içinde zayıf biridir.
Bireysel gelişim, (Kendini gerçekleştirme, varoluş süreci) üzerine ne kadar konuşursa konuşsun, ne kadar program (TV programı) yaparsa yapsın, kurduğu cümlelerin hepsi havada kalır. Hayatına yansıyan herhangi bir bilgi göremeyiz. Kendini gerçekleştirme basamağını çıkamayan, varoluş sürecini gerçekleştiremeyen bir karakterdir. Mutsuzdur. Ne kadar çok kadınla birlikte olursa o kadar iyi olacağını sanır. Umutsuzca bir değer (Dışsal değer) arayışıdır bu. Kendi değerine kendisi de inanmamaktadır.

Bilinçaltı süreçte değersizlik duyguları yaşar. Değersizlik duygusundan kurtulabilmeyi beğenilmekte (Çok beğenilmekte) bulur. Kendisiyle (Hayat tarzıyla) herhangi bir hesaplaşma içinde girmez. Halinden memnun görünür. Başkaları tarafından üstün insan sanılmak ona yetmektedir. Bu haliyle; kendi hayatına uygulayamadığı psikoloji bilgisiyle zayıf bir karakterdir. Duygusal dünyasında neler yaşadığını bilemiyoruz. Romanda bu konuya fazla yer verilmez. Okudukça kötü bir karakter çıkar karşımıza. Kendisiyle hesaplaşan, hayatını bizimle (okurla) paylaşan bir karakter değildir bu. İç dünyası kapalı kalmıştır. Okurla paylaşılmamıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder