Bu Blogda Ara

28 Eylül 2015 Pazartesi

NEDEN SİNAN AKYÜZ'ÜN İNCİR KUŞLARI ROMANI?

Neden Sinen Akyüz, neden İncir Kuşları romanı? Bu romanı ele almamın nedeni kitabın 33. baskısını yapmış olması. (Son gördüğüm baskı sayısı bu. Belki daha fazladır.) Bir kitap çok satıyorsa içinde neler olduğu merak konusu oluyor. Nasıl bir kitap? İnsanlar ne okuyor? Değişimin önemli araçlarından biri de kitaplardır. Çok satan bir kitap nitelikli bir eserse ne mutlu onu kitabı okuyanlara… Demek ki insanlar güzel şeyler okuyor, kendilerini geliştiriyorlar diyebiliriz. Ya değilse… Niteliksiz bir kitap sürekli basılıp satılıyorsa? Sinan Akyüz'ün romanı için söylemiyorum. Şimdilik bilmiyorum. Bakacağız. Birlikte düşüneceğiz, tartışacağız.
Kısaca romanın konusunu anlatmaya çalışayım.  Romanda üç önemli karakter var.  Suada, (On sekiz yaşında) Tarık, Vukadin…  Hepsi aynı konservatuarda, birbirine yakın yaşlarda… Sude Bosnalı Müslüman bir ailenin kızı.  Babası imam. Tarık’ın anne babası ayrı… Baba, karısını bir öğrencisi ile aldatmış. Hem de eşinin yatak odasında… Kendisi Boşnaklı Müslümanlardan… Anne (Duşanka) Sırp… Aldatma olayı yüzünden aile dağılmış… Üçüncü karakter Vukadin… Sırp kökenli… Tarık, annesinin Hristiyan olan ailesini sevmiyor. Kendisini Müslüman sayıyor. “Çünkü onlar dindar değil, birçok Sırp gibi ırkçılar” diyor. (s.28) Kendisini babasının ailesine daha yakın buluyor. Neden? Bu soru önemli.
Tarık’ın babası, yeni sevgilisiyle Almanya’da yaşamaktadır. (İlerleyen sayfalarda ölecektir. Cenazesini Bosna’ya defnederler. Anne cenaze törenine katılmaz.) Tarık’ın küçüklüğüne dair bir anı da babasının kendisini gizlice sünnet ettirmesidir. Hristiyan anne bunu dert etmez ama anneanne ve dede bu duruma kızar. Karşı tepki olarak torunlarını kiliseye götürerek vaftiz ettirirler.
Buraya kadar anlatılanlara bakarak, metnin arka planında Sırplara ve Hristiyanlara karşı negatif, Müslüman Boşnaklara karşı pozitif bir bakış açısı var diyebiliriz. (Yanlış bir tutum mu? Olabilir.) Düşünce çalışmaları yapıyoruz. Kızmaca yok… Onca hatalı tutuma karşı neden babanın ailesi olumlu? Neden bir müzik profesörü olan, Bach’tan hoşlanan, ırkçı yaklaşımları kabul etmeyen anne Duşanka'nın ailesi olumsuz ele alınmaktadır? Buradan sanatın anlamına gelmek istiyorum. Sanat, insanı insana anlatabildiği, halkları birbirine yaklaştırabildiği, gönüllere düşmanlık tohumları ekmediği oranda sanattır. Siyasetçilerin toplum üzerindeki bölücü yaklaşımlarını görmeden, halkların birbirine düşman olduğunu söylemek en hafif deyimle cahilliktir. Devlet ve devletin etrafında toplanan çıkar gruplarıyla, halkı birbirinden ayırmak gerekir. Filler tepişirken ezilen her zaman çimler yani halklar olur. Halklar savaş çıkarmaz. İnsanlar bilir ki, zenginin çocuğu savaşa gitmez, ezilen her zaman halk olur.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder