Bu Blogda Ara

4 Ekim 2015 Pazar

Fi Romanındaki Can Manay Karakterine Devam

Can Manay’ın durumunu biraz daha açalım. Roman'ın en önemli karakteri Can Manay, televizyonda yaptığı programla (Vizyon Terapi Programı) bir bakıma toplumu ruhsal açıdan iyileştirmeye çalışır. İnsanlara, kişilik gelişimi konusunda bilgiler verir. Kendisini bu işe (Severek yaptığı bu işe) adamış görünür. Ayrıca muayenehanesinde de hasta bakar. Psikolojik ilaçların gerekli olduğunu düşünür. Bir psikiyatr olarak k görevini,  lağım temizliği yapan işçinin durumuna benzetir. Hastalarının beynine girdiğini onları pisliklerinden arındırdığını, unu bazen ilaçla yapması gerektiğini söyler.
Buraya kadar Can Manay'ın iyi şeyler yapmaya çalıştığını düşünebiliriz. Aslında roman, bunu düşünmemize izin vermez. Her fırsatta Manay'ın ne kadar ikiyüzlü olduğundan söz eder. Medyatik biri olduğu için bir gazeteci (Özge) Can Manay ’la röportaj yapmaya gider. Aslında röportajı yapacak olan gazeteci rahatsızlanmıştır. Özge onun yerine bu söyleşiyi yapar. Magazin ağırlıklı bir röportaj planlanmaktadır.
Manay, aynı zamanda aşırı derecede narsis biri olarak ele alınır. Herkese tepeden bakan biridir. Özge'ye de öyle bakar. Gazetecinin sorularını çok basit, bazen gereksiz ve saçma bulur. Bu durumdan rahatsız olan Özge bir süre sonra başka sorular sormaya başlar. Daha aklı başında sorular sorarak Manay'ı zorlar.
Sorularından biri de Manay'ın geçmişte psikolojik tedavi gördüğüyle ilgilidir. Bu konu önemlidir. Manay hayranlarını ilgilendiren önemli (oldukça önemli) bir sırdan söz edilecektir. Can Manay gibi birinin psikolojik tedavi (İlaçla tedavi) görmesi ilginç haberdir. Manay da bir tarihte (Bu tarih romanda yani ilk kitapta açıklanmaz) hastalanmış, tedavisini Eti adında bir doktor yapmıştır. Eti, Manay'ın içindeki pislikleri (Olumsuz duyguları) ilaçla tedavi etmek zorunda kalmıştır. Başarılı olmuş mudur? Hayır. Manay daha sonra tekrar çöküşe geçecektir.

Manay'ın en önemli sırrı budur. Bu sırrın etrafında başka sırlar da olduğu ima edilir. Roman boyunca  sır açıklanmaz. İkinci kitap olan Pi’de de açıklanmayacaktır. Söz konusu sırrın, okuru romana bağlamak (diğer romanlara ilgi uyandırmak)  için açıklanmadığı belli.  Ancak bu durum okura, “bu kadar da olmaz” dedirtmeye başlayacaktır.  Araya reklamlar girecektir.  “Çatlama cesareti gösteren tohumların cesaretine” ulaşmak için ikinci kitabı da okumak gerekecektir. Ama yetmez. Sırada üçüncü kitap vardır. Kişisel gelişim romanın bilgisini hayatınıza uygulayabilmek için üç kitabı da bitirmeniz istenecektir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder