Bu Blogda Ara

29 Eylül 2015 Salı

İNCİR KUŞLARI ROMANI NEYİ ANLATIYOR

Roman neyi anlatmalıdır? Bir halkın diğerine düşmanlığı hangi açılardan ele alınabilir? Ya da halklar düşman olur mu? İncir Kuşları romanında savaş nedeni din düşmanlığı olarak karşımıza çıkar. Müslümanlar mağdur, Hristiyanlar katil olarak anlatılır. Hristiyan Batı aralarında anlaşarak Avrupa’nın göbeğinde dinler arası savaşın fitilini ateşlemişlerdi.  Bu arada Sırpların Müslümanlar asındaki adı Çetnik’tir. (Çetnik: Boşnak Müslümanlarının Sırplara söylediği argo sözcük. Sırplar da Müslümanlara yönelik böyle argo sözcükler kullanırlar.) Roman karakterleri arasındaki nefret söylemi argo sözcükler üzerinden sürdürülmektedir.
Sırp bir saldırgan, neyle suçlandıklarını soran bir Müslümana şu karşılığı verir. “Aşırı Müslüman olmakla suçlanıyorsunuz.”(s.172) Şöyle devam eder. “Türk'sünüz hem de Müslüman. Bundan daha büyük bir suç mu olur?” Aynı şey Vulkadin için de geçerli. Vulkadin bir yerde şöyle söyleyecektir: “Aylardan beri Kosova’nın intikamını Türklerden alıyoruz. Bu gün de intikamımızı onlardan alacağız. Müslümanların kirli kanlarını temizleyeceğiz.” (s.180) Sözü edilen "Kosova", "Kosova Savaşı"dır. Canavar askerler yani Çentikler (s.181) savaşmaya, tecavüz etmeye devam ederlerken bir taraftan da şu şarkıyı söyleyip kendilerinden geçerler. "Kim yalan söylüyor, kim ağlıyor Sırbistan küçük diye. Bu gün ne kadar Müslümanı hamile bırakırsak o kadar ala. Şimdi büyük Sırbistan'ı kuralım. Türkleri kucağımıza oturtup hamile bırakalım.” (s.181)
İlerleyen sayfalarda Vulkadin’in general olan babası da sahneye çıkar. Bir zamanlar oğlunun aşkı için okul basan baba, Vulkadin’e şöyle der. “Şu Türk kızıyla ziyafet çektin mi?” (Suada'yı kastediyor.) Babasına hınzırca bakan Vulkadin’in cevabı “evet”tir. (s.193) General de oğlu gibi acımasızdır. Savunmasız bir esiri hedef tahtası yapacak kadar alçak biridir. (s.195) Keskin nişancılar da ondan farklı değildir. Bir keskin nişancı şöyle konuşturulur. “Müslüman Türk’ü öldürdüm. Onu bir köpek leşi gibi yere serdim.” (s.195) Vulkadin, Türklüğe olan hakaretini özellikle vurgular. Bir yerde esir tutulan, tecavüze uğrayan Suada için şöyle dediğini görürüz. “O benim Türk yosmam,” (s.196) Türklere duyulan düşmanlık özellikle vurgulanmaktadır. Soru şu: Sanat düşmanlık yayar mı? Sanatın görevi, halklar arasına düşmanlık tohumları ekmek midir? Ya da bu tür sanat ürünlerine sanat denir mi?
Devam edelim. Sırpların en büyük dostları ise Ruslarla, Rumlardır. (s.196) Bu açıklama, Yalnız Sırplara değil, Ruslarla, Rumlara da öfke duymamız gerektiğini ifade eder. Başka bir sayfada bir Sırp askeri araçtan indirdiği bir Boşnak’a şöyle hitap edecektir. “Söyle bakalım Türk piçi! Seni şuracıkta öldürsem acaba ne düşünürsün?” Anne yalvarır. “Ne olur kızımı öldürmeyin beni öldürün,” diye. (s.204) Asker devam eder. “Daha ne bekliyorsunuz? Annesini hemen soyun. Otobüste seks partisi yapalım.” Ve altı Çentik, yol boyunca kızının gözleri önünde anneye tecavüz ederler.
Bitmez. Her fırsatta, nefret söylemine devam edilir. Suada sorar. “Neden biz? Biz bunu hak etmedik. Suçumuz Müslüman olmak mıydı?” Okura iletilen mesaj şudur. Bakın, sizi öldürüyorlar ve sadece Türk ve Müslüman olduğunuz için. Demek ki neymiş, Hristiyan'dan dost olmazmış. Tekrarlamakta yarar var. Halklar dosttur. Hangi dinden ve milletten olurlarsa olsunlar halklar her zaman dayanışma içinde yaşamıştır. Düşmanlığı,  gücü ve parayı elinde bulunduranlar çıkarır. Roman bunu görmez. Savaşa emperyalizmin bir oyunu olarak bakmaz.
Bir kadına günde en az on çentik tecavüz eder. (s.116)  Hamile kadına Suada, çocuğun kimden olduğunu sorunca şu karşılığı alır. “Bütün Çentikler.” Peki, bu kadın Çentiklerden intikamını nasıl alacaktır? Kadın cevabı şudur: “Karnımdaki Çetnik’i doğuracağım. Kız olursa adını Katarina, oğlan olursa Boşko koyacağım. O piçi Sırp ismiyle büyüteceğim. Aklı her şeye erdiği zaman da, ona babasının bir Sırp olduğunu, Sırpların bana tecavüz ettiklerini, onların mührünün de kendi varlığı olduğunu söyleyeceğim. İşte o zaman ben, bir piçi bir Sırp'la vuracağım. Böylece onlardan intikamımı almış olacağım.”

Ne kadar garip bir intikam senaryosu değil mi? Üzerine söylenecek söz yok gibi. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder