Roman neyi anlatmalıdır? Bir halkın diğerine düşmanlığı
hangi açılardan ele alınabilir? Ya da halklar düşman olur mu? İncir Kuşları
romanında savaş nedeni din düşmanlığı olarak karşımıza çıkar. Müslümanlar
mağdur, Hristiyanlar katil olarak anlatılır. Hristiyan Batı aralarında anlaşarak
Avrupa’nın göbeğinde dinler arası savaşın fitilini ateşlemişlerdi. Bu arada Sırpların Müslümanlar asındaki adı Çetnik’tir.
(Çetnik: Boşnak Müslümanlarının Sırplara söylediği argo sözcük. Sırplar da
Müslümanlara yönelik böyle argo sözcükler kullanırlar.) Roman karakterleri arasındaki
nefret söylemi argo sözcükler üzerinden sürdürülmektedir.
Sırp bir saldırgan, neyle suçlandıklarını soran bir
Müslümana şu karşılığı verir. “Aşırı Müslüman olmakla suçlanıyorsunuz.”(s.172)
Şöyle devam eder. “Türk'sünüz hem de Müslüman. Bundan daha büyük bir suç mu
olur?” Aynı şey Vulkadin için de geçerli. Vulkadin bir yerde şöyle
söyleyecektir: “Aylardan beri Kosova’nın intikamını Türklerden alıyoruz. Bu gün
de intikamımızı onlardan alacağız. Müslümanların kirli kanlarını
temizleyeceğiz.” (s.180) Sözü edilen "Kosova", "Kosova
Savaşı"dır. Canavar askerler yani Çentikler (s.181) savaşmaya, tecavüz
etmeye devam ederlerken bir taraftan da şu şarkıyı söyleyip kendilerinden
geçerler. "Kim yalan söylüyor, kim ağlıyor Sırbistan küçük diye. Bu gün ne
kadar Müslümanı hamile bırakırsak o kadar ala. Şimdi büyük Sırbistan'ı kuralım.
Türkleri kucağımıza oturtup hamile bırakalım.” (s.181)
İlerleyen sayfalarda Vulkadin’in general olan babası da
sahneye çıkar. Bir zamanlar oğlunun aşkı için okul basan baba, Vulkadin’e şöyle
der. “Şu Türk kızıyla ziyafet çektin mi?” (Suada'yı kastediyor.) Babasına
hınzırca bakan Vulkadin’in cevabı “evet”tir. (s.193) General de oğlu gibi
acımasızdır. Savunmasız bir esiri hedef tahtası yapacak kadar alçak biridir. (s.195)
Keskin nişancılar da ondan farklı değildir. Bir keskin nişancı şöyle
konuşturulur. “Müslüman Türk’ü öldürdüm. Onu bir köpek leşi gibi yere serdim.”
(s.195) Vulkadin, Türklüğe olan hakaretini özellikle vurgular. Bir yerde esir
tutulan, tecavüze uğrayan Suada için şöyle dediğini görürüz. “O benim Türk
yosmam,” (s.196) Türklere duyulan düşmanlık özellikle vurgulanmaktadır. Soru
şu: Sanat düşmanlık yayar mı? Sanatın görevi, halklar arasına düşmanlık
tohumları ekmek midir? Ya da bu tür sanat ürünlerine sanat denir mi?
Devam edelim. Sırpların en büyük dostları ise Ruslarla,
Rumlardır. (s.196) Bu açıklama, Yalnız Sırplara değil, Ruslarla, Rumlara da
öfke duymamız gerektiğini ifade eder. Başka bir sayfada bir Sırp askeri araçtan
indirdiği bir Boşnak’a şöyle hitap edecektir. “Söyle bakalım Türk piçi! Seni
şuracıkta öldürsem acaba ne düşünürsün?” Anne yalvarır. “Ne olur kızımı
öldürmeyin beni öldürün,” diye. (s.204) Asker devam eder. “Daha ne
bekliyorsunuz? Annesini hemen soyun. Otobüste seks partisi yapalım.” Ve altı
Çentik, yol boyunca kızının gözleri önünde anneye tecavüz ederler.
Bitmez. Her fırsatta, nefret söylemine devam edilir. Suada
sorar. “Neden biz? Biz bunu hak etmedik. Suçumuz Müslüman olmak mıydı?” Okura iletilen
mesaj şudur. Bakın, sizi öldürüyorlar ve sadece Türk ve Müslüman olduğunuz
için. Demek ki neymiş, Hristiyan'dan dost olmazmış. Tekrarlamakta yarar var.
Halklar dosttur. Hangi dinden ve milletten olurlarsa olsunlar halklar her zaman
dayanışma içinde yaşamıştır. Düşmanlığı, gücü ve parayı elinde bulunduranlar çıkarır.
Roman bunu görmez. Savaşa emperyalizmin bir oyunu olarak bakmaz.
Bir kadına günde en az on çentik tecavüz eder. (s.116) Hamile kadına Suada, çocuğun kimden olduğunu
sorunca şu karşılığı alır. “Bütün Çentikler.” Peki, bu kadın Çentiklerden
intikamını nasıl alacaktır? Kadın cevabı şudur: “Karnımdaki Çetnik’i
doğuracağım. Kız olursa adını Katarina, oğlan olursa Boşko koyacağım. O piçi
Sırp ismiyle büyüteceğim. Aklı her şeye erdiği zaman da, ona babasının bir Sırp
olduğunu, Sırpların bana tecavüz ettiklerini, onların mührünün de kendi varlığı
olduğunu söyleyeceğim. İşte o zaman ben, bir piçi bir Sırp'la vuracağım.
Böylece onlardan intikamımı almış olacağım.”
Ne kadar garip bir intikam senaryosu değil mi? Üzerine
söylenecek söz yok gibi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder