Bu Blogda Ara

5 Ekim 2015 Pazartesi

Azra Kohen'in Fi Romanında Psikolojik Tedavi

Romanda anlatılan şeylerden biri de psikolojik tedavi ortamının ne kadar kirlendiği midir? İnsanların ruh sağlığını tedavi etmek Can Manay gibi psikiyatristlere kalmışsa psikolojik tedaviden vazgeçmek gerekecektir. Elbette Can Manay bütün psikiyatristleri temsil etmez. Bir doktor kötüdür diye bütün doktorları kötüleyemeyiz. Kötü bir doktorun en iyi doktormuş gibi ülke çapında isim yapması da olacak işlerden değildir. Romanda, kendine çare olamayan birinin topluma derman olma iddiası var. Buna inanmış büyük kalabalık var. Can Manay’ı ünlü yapmış bir kalabalık..
Dünyada ya da bizde böyle psikiyatrılar var mı bilmiyoruz… Ülkemiz psikoloji ortamında iyi şeyler olmadığı doğru. Psikolojik danışma hizmetleri yetkin olmayan eller tarafından hızla kirletiliyor. Psikolojiyi para kazanma kapısı olarak gören bir kesim, insanlara hap gibi çözümler öneriyor. Kişiliğinizi en iyi biz geliştiririz diyorlar.  “Size koçluk yapalım” diyorlar. Ancak böyle içinizdeki pisliklerden arınabilirsiniz diyorlar. İlaç tedavileri de bu kapsamda ele alınıyor. (İşini iyi yapan danışmanları, doktorları bu kapsamın dışında tutarak söylüyoruz.) Sanki ellerinde her derde deva “muskalar” var. Muska, bazen bir psikolog, psikiyatr ya da bir kişisel gelişim kitabı olarak karşımıza çıkıyor. "Çatlama cesareti gösteren tohum" mu olmak istiyorsun? O zaman Fi'yi okuyacaksan. Oku şu kitabı hayatın değişsin diyorlar. Doğrudur. Bazı kitaplar hayat değiştirir. Ancak, her insan kendi kitabını kendisi keşfeder. Herkesin hayatını değiştirecek bir kitap henüz yazılmadı. Kutsal kitaplar bile bunu başaramıyor.
Reklam dünyası, hayatımızı ne kadar kirlettiyse edebiyat ortamını da o kadar kirletti. Bütün kitleyi (Toplumu) dönüştüreceği iddia edilen kitaplardan söz edilir oldu. Öyle reklamlar yapılıyor ki, herkes o kitabı (Okumasa bile) almak zorunda kalıyor. Tanıtımı yapılmış bir kitabı okumamışsan entelektüel çevrenin dışında kalıyorsun. Böyle bir duyguya kapılıyorsun. Ya da kendini sevmediğin bir kitabı, anlamadığın ya da beğenmediğin bir kitabı, okurken buluyorsun. Bazen de alıyor ama okumuyorsun. Biraz okuduktan sonra bırakıyorsun. Ya da elinde taşıyarak başkalarına hava atmaya çalışıyorsun.
Bir romanda dile getirilen fikirler niye tartışma konusu olsun ki? Edebiyatta her şey mümkün... Ancak Fi romanı nasıl bir edebiyat yapıyor? Önce bu edebiyatı sorgulamamız gerekecek. Bu yazının amacı Can Manay'la tartışmaya girmek değil. Asıl tartışmayı reklam dünyasıyla ve onun sahte yazarlarıyla yapıyoruz biz. Reklam dünyası, Fi'nin "kişisel gelişim romanı" olduğunu söylüyor. Yazar da bu yönde açıklamalar yapıyor.
Kitabın arka kapağında şöyle bir yazı var: "Fi, deneyimin içinde kaybolmak yerine korkmadan deneyime sahip olmanın yolculuğudur. İçinde bolca bulunan manipülasyon, seks, aldatma ve aldanma hikâyeleri belki herkesin dikkatini çekebilir ama gerçeklerden yola çıkılarak ulaşılmak istenen yerde sadece farkındalık vardır. Fi güzelliğin lanetlendiği, zekânın yağmalandığı, iyinin kurban edildiği ve kasaba kurnazlığıyla yönetilen bu gezegende, içine doğduğumuz bu kutsal hayatı kutlamak için yazılmıştır. Kendi potansiyelini keşfetme cesareti gösterebilmiş gerçek kişilere, çatlama cesareti gösterebilmiş tohumlara adanmıştır. Bir kişiye duyulan aşktan daha acımasız bir şey var mıdır?"

Demek ki neymiş; Fi romanı “kendi potansiyelini keşfetme cesaretini gösterebilmiş” kişilere, “çatlama cesaretini gösterebilmiş tohumlara” adanmıştır. Sen de bunlardan biri olmak istiyorsan bu kitabı okuyacaksın. Oku ve gör. Biz de soruyoruz. "Çatlama cesaretini gösterebilmek" bu romanın neresinde? Okurun, okuduğundan ne anlaması gerektiği de reklamların konusu oldu.  Herkes ne alacaksa anlar, ne düşünürse düşünür. Daha önemli bir soru da şu: “Kişisel gelişim romanı” başlığı altında bir roman yazılabilir mi? Böyle bir tür var mıdır? Son on yıldır böyle bir konu gündeme geliyor. Bu güne kadar yazılmış romanların yazılış amacı neydi? Neden bazı romanlar “kişisel gelişim” iddiası üzerinden çok satmaya çalışıyor?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder